Yorgunluğumu atmamla yazmaya başlamam bir oldu neredeyse bir hafta oldu Akçay dan döneli ben o gün yazayım bugün yazayım derken günler aldı başını gitti. Hızlıca hazırlanıp son anda annem, gülşah, efecan da planımıza dahil olmasıyla yola çıkmamız bir oldu. Nede iyi oldu hep beraber gitmemiz.

Ferah açık hava dört tarafı da güneş gören enerjisi yüksek olan ablamın evi ne keyifli ama sürekli mis gibi yeşil kokusuyla esen tatlı rüzgarı yüzümde hissetmek büyük keyif. Ablamın bizi o lezziz yiyecekleri ile karşılaması yüzümde bir gülücük daha yarattı sabah kahvaltısı bile edemeden yola çıkan ben karnımın açlığından etrafı göremiyecek durumdaydım.Karnımın doymasıyla etrafa şöyle bir baktım ne kadar da güzelleşmiş bahçe ağaçlar büyümüş saksıda biberler yetiştirilmiş, çiçekler çoğalmış aksesuarlarla renklendirilmiş ağaçlar meyve vermeye başlamış (greyfurt,mandalina,ayva) ne keyifli ama çok şanşlı olduklarını bir daha anşladım biz apartman dairelerinde sıkışıp kalmışız bunu yaşayınca daha iyi anlıyor insan malum bütçe meselesi :)



Her günümüzü dolu dolu yaşamaya kararlıydık malum hafta dediğin bitiveriyor.Geldiğimiz akşamın da o kadar yorgun olmamıza rağmen hemen deniz kenarın da kordonu dolaşıp bir çay bahçesine gidelim dedik.Gittik ama saat kaç yemek ye hazırlan derken saat geçiyor kızımın uykusu geldi biz otururken hep huzursuzluk yapan çoçuğum sütünü içip pusetinde kendiliğinden uyudu, şaştım kaldım maaşallah keşke hep böyle olsan tatlı kızım.

Bunca güzel yaşanmışlıkla beraber Saşa'yı anlatmamak olmaz resmen ailemizin bir parçası oldu.Ablamın karşı sında oturan Sevgi ablamların köpeği gerçi ona köpek demeğe çekiniyorum onun da bir adı var dimi Saşa kızımla araların dan su sızmıyor desem yeterli olur herhalde elisa ağladığın da Saşa geliyor diyorum ve hemen gülümsüyor ben gelsem bu kadar gülücük olmuyor neden ki :) Kızım daha hayvanları yeni yeni tanıyor ve bu şirineyi öyle sevdi ki çok mutlu onunla beraber H harfini söyleyemeyen kızım sürekli avvv av av av demeye başladı neden se artık anne baba demeyi bir kenara bıraktı çok korktum Bursa ya döndüğümüz de sürekli av av der diye ama şükür bizim anladığımız dilden de konuşmaya başladı ne zaman köpek görse av av avvvv av başlıyor Saşa kızıma bir şey öğrettiğin için teşekkürler ;)


Ertesigün güzel zengin bir kahvaltı dan sonra edremit pazarına gittik pazar pazar gibi değil outlet sanki marka ürünler ve inanılmaz fiyatlar bayıldım 2 saat gezmemize rağmen pazarı gezmeyi bitiremedik dönelim demeye başladım nazlı çoçuklar gibi :) dönerken sadece tek bir pastahanede üretilen ve çok lezzetli bulduğum susamlı tahınlı çöreklerden aldık yolda yiyerek döndük. En kısa zaman da bu çöreklerden yapmam lazım tadı damağım da kaldı.


Oh be derler ya en sonunda pazar dönüşü kızımı da aldım denize ayaklarımızı soktuk.Buz gibi deniz alışana kadar pek bir zorlandık ama kızım pek sevdi su ile oynamayı ne kadar keyif aldı sudan kumlarla küreklerle oynamak dan.Bir kez daha iyiki gelmişiz dedim kendime.Hergün aynı plaja gittiğimiz için tüm şezlonglar da aynı simaları görür olduk hepsi aile ne kadar güzel gülümseyen insanlarla aynı ortamı paylaşmak.Unutamadığım bahsetmeden geçmek istemediğim hergün 3 kişi vardı plajda 55 yaşlarının üzerin de 3 adet şapkalı muhalefet amcalar her gün saat 3 den sonra gelip hiç sıralarını bozmadan aynı sırada oturmaları ve ortadakinin hergün başka bir futbolcuyu eleştirerek sürekli muhalefetle anlatmaları arada araların da hep futbol dan tartıştıkları ve ertesi gün hiç birşey yok gibi yeniden yakın arkadaşları ile aynı yerlerine gelip başka konuda muhalefet yapmaları işleri güçleri bu olsa gerek bu amcaların ne komedi ama her gün, pes yani en çok ortadaki konuşup soldaki bazen dayanamayıp birşey söylüyor sonra söylediğine ortada ki pişman ediyor sağdakinin sesini bile hiç duymadık bize de eğlence çıktı.





Tatilin son günü ve biz yine pazardayız bu bu pazar ablama yakın sebze pazarı bura da sanırım bütün pazarlar çok büyük gez gez bitmiyor bolluk bereket var bir kalabalık bir çok sebze meyve çeşidi ama en çok dikkatini çeken tümü köyden gelmesi ve satıcıların hepsinin kadın olması merak içindeyim erkekler nerde ? Dayanamadım ve bu soruyu en sonun da domates aldığımız köylü ablaya sordum tüm samimiyetimle;
Ben: Ablam sizin eşler nerde hep kadın satıcılar var eşler çalışmıyor mu?
Satıcı Abla: yok be gızım bizim adamla şöför şöför akşamları mal getiriyo malı indirip kamyon da yatargene biz de malı satıyoz onla dinleniyo...
Ben: hmm Tüm pazarmı böyle?
Satıcı Abla:Evet yaa herkez böyle bura da adamla şöfölük yapar kadınlar malı satar.
Ben:Hmmm
Ben: Bu domatesler nereden geliyor?
Satıcı abla:Niş den geliyo yaa niş niş
Ben: hmmm
Satıcı Abla:Siz kardeşsiniz dimi ikiniz benziyo büyük benzemiyo buda büyük abla demi?
Ben: Evet ben 2 numara ;)
Satıcı Abla: Bak bildim bende de abla da var abi de ama bir küçük kardeş var 12 yaşın da hepsin den beter herşeye karışır çok fena.
Ben:(ne diyeceğimi bilemeden)hayırlısı olsun( der) Hadi hayırlı işler ablam allah iş rastlığı versin birde göz kırptım ;) yoluma devam ettim



Yukarı da ki resimde amca şarkı söyleye söyleye pazarda dolaşıyor ilginç ama yüzü hep gülüyor pazarcılar onu öyle tanımışlar ki sanki mesaide gibi şarkı söyleyip esnaf da o geçerken cebine para koyuyor ne güzel iş ama hep şarkılı sözlü para kazanıyor. Çeketinin iki yan cebin de de tabak ve çatal kaşık var herhal de esnaf yemek de veriyor olsa gerek.Ses telleri biraz bozuk olsa da söylediği şarkılar öyle içten öyle aşk kokuyor ki sormayın bir an bu adam aşıkın dan mı bu hallerde düşüncesi aldı beni götürdü.
Sevmekden kim usanır
Tadına doyum olmaz
Hangi gönül uslanır
Sevenle oyun olmaz
Kaç kere yemin ettim
Kaç gönüle de girdim
Sensiz olmaıyorum
Bak yine geri geldim.
Offf ki ne off dertlendirdin bey amca bizi bir kadeh de olsa kesin tatlılaşırdım bu şarkılarla yüreğine sağlık deyip yolumuza devam ediyoruz malum kız evde beni bekler.
Bahçede ki aksesuarlar kızıma oyuncak oldu bahçede oyun onun için bulunmaz bir hint kumaşı gibi çıldırdı onlarla oynarken. Kuzunun kulağını çeke çeke bir hal oldu herhalde kuzucuk akıllanmıştır herhal de ne yaramazlık yaptıysa bilmediğimiz.
5 Eylül kızımın doğum günü ablam gelemiyeceği için bize güzel bir süpriz yapıp kızıma ilk doğum günü hediyesini vererek ve ilk bisiklete sahip olmasına katkıda bulunduğu için çok teşekkürler.Elisam çok mutlu nasıl da güzel oynuyor Çisem ve Cemre ablasının yardımlarıyla bisikletiyle.Önce binmeyi beceremese de şuan da binebiliyor her ne kadar pedallara ayakları uzanmasa da taş devri misali ayakları ile itebilmeyi başardı sarı kızım benim.
Son gün dönüyoruz Elisam öyle yorgun ki kendini bir oyana bir bu yana attı durdu ve en sonun da salıncak da sızdı desek daha doğru bir tanımlama olur herhalde.Tatlı yorgunluk...
Dönüşümüz facia gibiydi elisa durmadan ağlıyor bağırıyor sanki biri cimciriyor gibi yorgun uykusu var yatağını arıyor ama mutlu değil sanırım bir kaç sene otobüs yollculuğu yapmaya karar verebilirim ama seneye için de söz veremem kızım teyzesini özler.
Elisa mutlu sevinçli ama bir o kadar da yorgun.
Döndük ve biz teyzemizi şimdiden çok özledik iyiki varsınız.